BENCANERENIN MALIKHANESINE HOS GELDINIZ

ANA SAYFA
TÜRKIYE
1 SAYFA
2 SAYFA
3 SAYFA
4 SAYFA
5 SAYFA
6 SAYFA
7 SAYFA
8 SAYFA
9 SAYFA
10 SAYFA
**11 SAYFA**
12 SAYFA
13 SAYFA
FOTORAFLAR
About Me
Favorite Links
YASSAH BABOOOO
Contact Me
EREN ALES Photo Album
My Pets
Vacation Photo Album
ANA SAYFANIN DEVAMI

12 EYLUL ve TURKIYE

12 EYLÜL ve TÜRKİYE ‘ nin KAYIPLARI

 

                12 Eylül dönemi elbette ki, resmi söylemlerde öne sürüldüğü üzere, “sağ-sol kavgalarının  üniversite kantinlerinden, sokaklara yayılması” hadisesinden ibaret değildir. 12 Eylül her  şeyden önce, ülkemizde 60’lı ve 70’li yıllarda yükselen çağdaşlaşma ve demokratikleşme hareketlerinin önünü kesmek ve  emeğin kazanımlarının geriletilerek, ülkemizi uluslar arası işbölümü içerisinde taşeronlaştırılmış bir ucuz işgücü deposu haline dönüştürmeyi amaçlayan  emperyalist neoliberal küreselleşme sürecinin önemli bir parçasıdır.

12 Eylül darbesini izleyen günlerde, bir yandan emeğin politik  ve sendikal örgütleri

yasaklanır  ve on binlerce genç, öğrenci, işçi,sendikacı, siyasetci, vatansever, milliyetçi,sağcı,solcu, inançlı  insanlar cezaevlerinde işkence görür iken; bir yandan da ulusal ekonomimiz Dünya Bankası  ve IMF uzmanlarınca hazırlanan  yapısal uyum programları  uyarınca, serbestleştirme, özelleştirme  ve kuralsızlaştırma yoluyla küresel kapitalizmin yasalarına tabi kılınmaktaydı. Bu süreçte en ağır darbeyi de emeği ile yaşayan gariban sınıflar almıştı.

            Bu tespitin boyutlarını vurgulamak için sanayi kesiminde işçi ücretleri ile emek üretkenliği arasındaki bağıntıların 1980-sonrasında nasıl kopartıldığını gözlemek yeterlidir. Aşağıdaki şekilde Devlet İstatistik Enstitüsü İmalat Sanayi YıllıkAnketleri’nden derlenen 1950-1999  arasındaki özel imalat sanayi ücret  ve işgücü üretkenliği endeksleri sergilenmektedir.

                   Sergilenen veriler imalat sanayi emek üretkenliğinin 1980’den 1993’e değin reel olarak sürekli artış gösterdiğini  ve 1999 itibariyle işçi başına reel üretimin, 1980 düzeyinin 2.5 misline ulaştığını belgelemektedir. Ancak reel ücret gelirleri, 1980-88 arasında sürekli

gerileme göstermiş  ve 1989-91’deki ücret artışlarına karşın, sürekli olarak yarattığı üretkenlik

kazanımlarının gerisinde kalmıştır.

               Resmi veriler Türk işgücü piyasalarında  12 Eylül sonrasında yaşanan kırılmayı yalın olarak göstermektedir. 1980-sonrası Türkiye ekonomisinde reel ücretlerin durgunluğa itilmesinin sadece bir iki yıllık bir dönemsel dalgalanmadan ibaret olmadığı; bunun ötesinde, 30 yıllık ücret kazanımlarının genel trendinin kırılarak, yepyeni bir düzleme oturtulmuş olduğu açıkça görülmektedir. Daha açık bir ifadeyle, “küreselleşen” ulusal ekonomide ücretlerin üretkenlik kazanımlarıyla olan – kabaca da olsa– birlikteliği 1980 dönüşümü ile kopartılmış  ve 1950’den bu yana gelen artış trendi terkedilmiştir.

             Ancak  12 Eylül dönüşümü sadece emek gelirlerinin bastırılması ile sınırlı kalmayacak, bunun da ötesinde, Cumhuriyet kurumlarının tasfiyesini amaçlayan gerici-Sözüm ona Aydın örgütlenmelerin önünü de açarak, ülkemizi Büyük Orta Doğu Projesi benzeri siyasi dönüşümlere hazırlayacaktır.

             Bu anlamda 12 Eylül darbesi, emperyalizmin küresel hegemonik gücünün bölgemiz

coğrafyasına ilişkin belki de en stratejik manevrasını göstermekte  ve 1971’de Şili’de

gerçekleştirmiş olduğu darbeden sonraki en acımasız  ve “başarılı” dönüşümü sergilemektedir.

               Ve dolayısıyla, 12 Eylül ’ün sorumlularının yargı önüne çıkartılması dahil olmak üzere, tüm kural  ve kurumlarının kaldırılmasını talep etmek ve  bu yönde uğraş vermek, kendisini insanlığın ve ulusal bağımsızlığın yanında gören her vatandaşın görevi olmalıdır.

Artık uyanma zamanıdır lütfen ama lütfen uyanalım 11 Eylül ve 12 Eylül Zihniyeti aynı dır

YETER ARTIK

 UYAN EY MİLLETİM

UYAN EY TÜRKİYE

12 EYLÜL 2006

Lütfen Yorumlarınızı yazınız .

www.blogcu.com/bencaneren

bencaneren@ hotmail.com

bencaneren@mynet.com

bencaneren@dilovasi.org      

Enter content here

Enter supporting content here